26 Eylül 2015 Cumartesi

DOĞRU ERKEK NASIL BULUNUR? 39. Bölüm


Perşembe günü, bürodaki kutlamalar ile başladı. Fatma hanım, çok sevinmişti. Duruyor duruyor, biliyordum, bu çocuk seni elinden kaçırmaz diyordum. Yanılmadım, diyordu.
Fatih ile Doğan çok mutluydu. Yakup ve Ali eskisi gibi surat yapmıyorlar, aksine mutluluklar dilerken samimi olduklarını belli ediyorlardı. Çağla onların bu tavrı karşısında rahatladı. Caner de kutladığında şirkette kutlama yapmamış sadece Füsun kalmıştı. Doğum zamanı gelmişti.  Her an bekliyorlardı. Çağla yoğun olduğu için son zamanlarda gidemediği arkadaşını telefonla arayıp Tayfun ile nişanlandığını bir buçuk ay sonra evleneceğini söylediğinde Füsun da çok sevindi. “Nihayet birbirinizin bulabildiniz. Aranızda hep kıvılcımlar uçuşuyordu ama ne hikmetse bir türlü göremediniz o kıvılcımları. Artık zamanı gelmişti.” dedi.
“Hep benim hatam. Başka yerlerde aradım. Saçma şeylere takıldım. Kalbimi hiç dinlemedim. Ama eninde sonunda birileri zorla dinletti kalbimin sesini. Düğüne bekliyorum canım. Ama sanırım ondan önce görüşeceğiz.”

“Doktorum bu hafta cuma günü doğuma alacağını söyledi. Normal doğum yapamayacağım için artık daha azla oyalanmak istemiyor. Böylece düğüne biraz kilo kaybetmiş olarak katılabileceğim.”
“Senin en şişman halin bile güzel tatlım. Cumartesi uğrarım sana. Hastane daha önce bahsettiğin değil mi?”
“Evet, doktorum orada yaptıracak doğumu.”
“Tamam canım. Kendine iyi bak. Yeğenime de tabii. Öpüyorum.”
Telefonu kapattığında kendini hamile düşündüğünü fark etti. İnşallah o da hamile kalacaktı. Hayalleri tek tek gerçek oluyordu. O da sırası geldiğinde gerçekleşecekti.
Saat on bir olduğunda kızların hepsinin haberi oldu. Jülide düğünde ayakkabısının altına en silinecek yere onun adını yazdığını söylemiş, bu işte var bir hayır, darısı diğer kızlara demişti. Elif ise hala teklif beklediğini, Doğan’ın neyi beklediğini anlamadığını söylemişti. Çağla da ona “İlginç teklif aradığını söyledi ya. Bekle biraz daha” demişti.
Berna, kendisinin acelesi olmadığını henüz aşkıyla flört dönemini doya doya yaşayamadığını söylüyordu. Yeşim ise erkek arkadaşının iş bulmasından dolayı kendi evliliğinin de yakında olduğunu söylemişti.
Kısa süre sonra hepsi evli barklı olacaktı.
Tayfun Çağla’nın konuşmasına kulak misafiri oldu. “Çağla, kızlara söyle cumartesi akşamı yemek yiyelim birlikte, olur mu? Ben de benimkileri çağıracağım.” dedi. Çağla, başı ile onayladıktan sonra telefondaki Yeşim’e söyledi. Diğerlerini tekrar aradı ve yemek planlarından bahsetti.  Aynı zamanda Tayfun da kendi arkadaşlarına haber verdi.
Öğleden sonra annesi aramış, kumaşçıları gezdiğini ve her şeyi aldığını anlatmıştı. “El çiçeğin nasıl olacak? Konuşmamışız bunu.”
“Tek bir beyaz orkide düşünmüştüm.”
“Anlaşıldı. Tamam, yakışır o gelinliğe. Ucuna ben güzel bir tül yaparım. Şimdi kalıp çıkartacağım. Hadi kolay gelsin sana.” Annesi telefonu kapattığında Çağla işlerin çoktan yoluna girdiğine inanmıştı.

*****

Cumartesi sabahı erkenden hastaneye gidip Füsun ile bebeğini ziyaret ettiler. Çağla, küçücük bebeği gördüğünde içinde bir şeylerin koptuğunu hissetti. İnşallah kısa süre sonra hamile kalacaktı. Tüm dualarında bu vardı artık. Onun duygusallaştığını gören Tayfun, “Hazırlıklarımıza erken başlayalım istersen? Çok güzeldi kızı.”
“Hazırlıklarımızı yapıyoruz zaten. Hadi bakalım bu günün diğer işlerinde sıra.”
“Hangi iş benim teklifimden daha zevkli olabilir?”
“Başladın yine. Aklımı bulandırma. İstikamet emlakcılar.”
Sırada ev bulunması ve eşya alınması vardı. Bu işin detayları ile Tayfun ilgilenmişti. Hastaneden çıkan ikili soluğu emlakcıda aldı.
Emlakcı tarafından gösterilen evlerin birini küçük, birini fazla ara sokakta, birini de yandaki binaya çok yakın diye istemediler. Son gittikleri evin tek kusuru yedinci katta olmasıydı. Asansörü vardı neyse ki! Çok güzel bir deniz manzarası önlerindeydi. Binanın önünün kapanma ihtimali yoktu. Çağla salon ve yatak odasından gözüken manzarayı gördükten sonra başka bir eve bakma ihtiyacı hissetmemişti. Tayfun da çok beğenmişti evi. Özellikle salonun balkonu akşamları güneşin batışını izlemek için idealdi. Orada geçirecekleri saatleri düşününce başka bir evi beğenmeyeceğini anladı. Böylece ev de tutulmuştu. Artık tek sorun eşyaların alınmasıydı.
Emlakcı, evin renklerinin seçilmesi ve boyalarının yapılması konusunda yardımcı olabileceğini söylemişti. Tayfun ise “Biz o konuda biraz düşünelim, sonra bildiririz.” dedi. Emlakcıyı bürosuna bıraktıktan sonra Çağla’nın evine doğru yol aldılar. Çağla üstünü değiştirmek istemişti. Tüm gün terlemişti. Tayfun da çok rahat değildi ama evine gidecek vakit kalmamıştı. Yanında yedek kıyafet de yoktu.
“Ben duş da alacağım. İstersen sen de al. Sonda Çağdaş’ın tişörtlerinden giyersin.”
“Yok şimdi ayıp olur.”
“Birlikte duş alırsak ayıp olur. Ama tek tek girersek olmaz. Sonuçta herkes banyo yapıyor değil mi? Hem temiz havlumuz da vardır mutlaka.”
“Çağla, şu birlikte duş almaktan bahsettiğin cümleden sonra ne dedin? Ben sadece onu anlayabildim de!”
“Sen galiba işine gelenleri anlayacaksın hep!”
“Kesinlikle aşkım. Ve bu fikrini çok beğendim. Bizim evin banyosu da iki kişi için yeterince büyüktü. Tüh keşke deneseydik sığıyor muyuz diye?”
“Tayfunnnnn…”
“Bayılıyorum böyle utanıp da bana Tayfunnnnn demene. Söyle tatlım.”
“Neden adama renkleri bildirmedik?” Çağla konuyu değiştirmeyi doğru buldu. 
“Çünkü bir sürü işçi var çalıştıracağımız.”
“Kimmiş onlar?”
“Kuzenler elbette. Önümüzdeki hafta sonu hepsini buraya getiririz. İki günde tüm evin boyası biter.”
“Çok beleşçisin.”
“Hayır canım. Onlar nasılsa kendi kazançları olmadığı için bize ev hediyesi alamayacak. Ben onları bu vicdan azabından kurtaracağım.”
“Aman Allahım! Sen ne kadar hesapçısın!” Ama mantığını sevmişti. Kendi kardeşi de dahil çoğu öğrenci olan gençler ne yapacaktı? Başkalarının aldığı hediyeleri vermek onları ne kadar tatmin edecekti. Bu hem eğlence hem de kaynaşma sağlayacaktı.
“Evet, çok hesapçıyım. Düğün tarihimizi de bazı hesaplara göre ayarlayacağım.”
Şaşkınlıkla sordu Çağla, “Ne hesabı?”
“Ne zaman en uygun hamilelik tarihi gibi…”
“Ne? Ay ne diyorsun sen? Çok ayıp.” Yıllardır bunu beklemesine rağmen kıpkırmızı olmuştu. Tayfun ona bakıp güldü.
“Hayır canım. Ayıp falan değil. Madem bizim acil çocuk yapmamız lazım o zaman ilk geceden başlayacağız çalışmaya. Sen de bana en uygun tarihleri söyleyeceksin.”
“Ya belki de zaten ilk seferde hamile kalırım.”
“O dediğin genelde dizilerde ve filmlerde olur. Gerçek hayatta o kadar sık rastlansaydı millet yıllar sonra çocuk sahibi olmazdı.”
“O da doğru. Ama yine de… Ya ne bileyim işte bunları seninle konuşmak tuhaf.” Doktorundan sonra ilk kez bir erkekle böyle şeyler konuşuyordu. Utanmasının nedeni uydu. Zamanı geldiğinde her türlü sorununu konuşacağı kişi o olacaktı. Alışacaktı!
“Ben senin kocan olacaksam hiç de tuhaf değil. En doğalı benimle konuşman olur.”
“Haklısın. Neyse ben bir araştırayım, tarihi nasıl tespit edeceğimi öğreneyim.”
“Nihayet makul konuşmaya başladın. Hadi in artık. Evine geldik.”
Çağla ne zaman kapıya yanaştıklarını anlamaya çalıştı. Bu çok kötüydü. Tayfun’un yanında kesinlikle dünyadan kopuyordu.

*****

Tüm arkadaşları ile akşam yemeğinde buluştular. Çok eğlenceli bir gece geçirdiler. Tayfun’un arkadaşları ve sevgilileri ile kızlar ve onların erkek arkadaşları gayet iyi anlaşmıştı. Çağla kalabalıktan çok memnundu. Jülide ile kocasının da onlara katılması ile takım tamamlanmıştı.
Çağla, Enis’e özel olarak teşekkür etme fırsatı bulmuştu. Kız arkadaşını da sevmişti. Zaten çocukların üçünün de yanlarında güzel ve sevimli kızlar vardı. ‘Çılbır’ ilginçti. Çok da eğlenceliydi. Noyan da şakacıydı. Düğün ve ev için güzel fikirler veriyordu.
Güzel yemek eşliğinde konuşan gençler, daha sonra dans edecekleri bir yere gittiler. Geç saatlere kadar eğlendiler. Böylece nişan da kutlanmış oldu.

*****

Hafta içinde Tayfun boyacı kuzenleri organize etmişti. Hepsi çok sevinmişti. Çağla, çocukların böyle faydalı bir şekilde kendilerine destek vermekten duydukları memnuniyeti yüzlerinden okuyordu. İkisi büyük bir alışveriş merkezinden istedikleri renkleri seçtiler. Daha sonra da mobilyacıları dolaşmaya başladılar. İstedikleri gibi mobilyaları tek yerde bulamayınca başka yerlerde de aradılar. İkisinin zevklerinin çok yakın olması alışverişi kolaylaştırmıştı.
“Halı işini ne yapacağız?”
“Bir önerim olabilir mi?”
“Söyle.”
“Tamam ev parke kaplı ama duvardan duvara halı döşetmeye ne dersin? Böylece sadece süpürmekle iş biter.”
“Hımm temizlikçi almaya niyetimiz yok galiba?”
“Tatlım istersen her gün alırız ama evimizin işini ikimiz de yapabiliriz. Yerleri silmekle uğraşmayız. Makineyi ben bile kullanabilirim. Böylece evin içinde bir yabancı dolanıp durmaz. İkimiz yaparız veeee kim bilir temizlik işi ne kadar tahrik edici oluyordur? Bilinmezzzz!”
“Tayfun, çok alemsin. Ama haklısın da. Süpür sil, toz al dünya iş. İkimiz yaparsak olabilir. Genel temizlik için birini bulsak da ona da az iş bırakıp ütüyü de aradan çıkartabiliriz.” Böylece sevimsiz ütü işinden kurtulma planı bile devreye girdi.
“İyi pazarlık. Tamam o zaman halı için görüşelim. Mobilyalar gelmeden halı işi de bitmeli. Bu hafta sonu boyayı yaptıktan sonra halıcıları sokarız eve. Yarın onu da seçelim.”
“Böyle giderse bir aya her şeyi tamamlamış olacağız.”
“Sen şu düğün tarihini belirlesen artık.” Tayfun aslında düğün değil gebelik tarihi istediği için Çağla kendiliğinden söyleyememişti. Sorunca rahatladı. “Ağustosun 27 si çok uygun bir tarih.”
“Ciddi misin? Süpermiş. Bir ay gibi bir süre kalmış demektir bu. Ve ben şu andan itibaren o günün gelmesini iple çekeceğim. Hemen o tarih için firma ayarlayalım. Gelinliğin yetişir değil mi?”
“Annelerimiz başladı bile dikişe. Onları gören kırk yıllık dost sanır. Ne meraklılarmış bizim evlenmemize.”
“Meraklılar tabii.”
“Tayfun bir şey soracağım.”
“Sor tatlım.”
“Annene anlattın mı?”
“Hayır. Sen istersen anlatırım ama bu seninle benim özelimiz. Senin iznin olmadan kimseye anlatamam.”
“Teşekkür ederim canım. Ama anlatabilirsin. Afife annem biliyor zaten.”
“Biliyor mu? Bana bir şey söylemedi. Anneme de ben anlatırım. Fakat bunu sorun etmeyeceğinden eminim. İçin rahat olsun.”
“Sen öyle diyorsan sorun yok.”
“Anlaştık. Ben yarın şu evlilik organizasyonu yapan şirketlerden birini ayarlarım.”
“Jülide’nin düğününü yapan şirket de olabilir. Çok güzeldi.”
“Evet müthiş bir düğündü. Sen ve ben o düğün ile herkese aşkımızı ilan etmiştik.”
“Sadece o bakımdan mı güzeldi? Kız o kadar özenmişti.”
“Hayır tatlım her şeyi ile mükemmeldi. Onların telefonunu alalım, randevu ayarlayalım ve bu işi de halletmiş olalım.” Tüm düğünün düzeni ve kalitesini çok beğenmişti. Onlarla çalışmak bilinmeyen bir firmaya güvenmekten akıllıcaydı.
“Sanırım tüm işlemleri onlar halledebiliyor. Davetiye ve yiyecekleri de seçtik mi işlem tamam.”
“Tüm bunları listelemedin mi?”
“Dalga mı geçiyorsun? Hepsi listeli tabii ve üstelik hem not defterimde hem de bilgisayarımda var liste.”
“Göster şu listeyi bana. Bakalım ne kalmış yapılacak.”
“Uzun bir liste ama.”
“Tamam tatlım ben senin uzun listelerini biliyorum. Aç hadi.”
-                      Gelinlik seçilecek
-                      Ev tutulacak
-                      Mobilyalar seçilecek
“Bunların üstü çizildi.”
-                      Evlilik hediyeleri için liste hazırlanacak
“Ne listesi anlamadım?”
“Ev hediyesi olarak alınacakları listeleyelim. Aslında bizde pek adet değil ama yine de bir sürü borcam getirilmesinden iyidir. Listeyi yakın akraba ve arkadaşlara veriyoruz onlar da içlerinden birini seçip üstünü çiziyor. Böylece aynı şeyler defalarca kez alınmamış oluyor. Bize de az masraf kalıyor. Bazı hediyeleri de birkaç arkadaş ya da akraba birleşip alıyor. Herkes için çok uygun oluyor. Yani sadece kendimi değil onları da düşünüyorum.”
“Ben boyayı çocuklara yaptıracağım diye dünya laf eden sen, böyle bir liste mi yapacaksın? Çok ayıp.”
“Neden ayıp olsun? Nasılsa ev hediyesi alacaklar.”
“Tamam tamam şaka yapmıştım zaten. Aklında olsun, yemek takımlarımız için sadece model seçeceğiz. Kütahyalı olmanın nimetlerinden faydalanmak lazım! Bir de ne demişlerdi? Hah hatırladım, kahvaltı takımı ve kahve takımlarının da istersen modellerini seçecekmişsin.”
“İşte buna çok sevindim. Çok güzel modeller var. Hımmm o zaman devam ediyorum listeye…”
“Et”
-                      Damatlık seçilecek.
-                      Kuaförde saç modeli önceden denenecek
-                      Nikah şekerleri seçilecek
-                      Davetiyeler seçilecek
-                      Bahşişler ayarlanacak
-                      Fotoğrafçı ayarlanacak
-                      Ayakkabı seçilecek.
-                      Çağdaş, çiçekler ve kutlama mesajları için görevlendirilecek
-                      Yedek çorap, makyaj malzemeleri yanımda olacak
-                      Davetli listesi hazırlanacak
-                      Düğün pastası seçilecek
-                      Müzisyenler konusunda karar verilecek
-                      Nikah memurunun tekneye gelişi organize edilecek
-                      Nikah şahitleri seçilecek
-                      Üç gün önce güzellik salonuna gidilecek.
-                      Gelin arabası ayarlanacak
-                      Üç gün önce ayakkabılar evde giyilecek (Tayfuna da söylenecek)
“Neden?”
“Ayakkabılar ayağımızı vurursa o gecemiz rezil olur.”
“Haklısın. Devam et.”
-                      Davetlilerin oturuş düzeni ayarlanacak
-                      Şehir dışından ya da yurt dışından konuk gelecek mi? Nerede kalacak?
“Benim ikiz dayılarım ve aileleri gelecek. Senin, yurt dışında ya da başka şehirde yaşayan akraban var mı? Yani Kütahya’dan birileri gelir ama başkası var mı? Yer ayarlayalım da mahcup olmayalım.
“Ayarlarız merak etme. Annem bizim tarafla ilgilenir.”
Son maddeye geldiğinde sustu.
“Devam et. Ne o son madde?”
“Şey… Balayımızı planlamak son madde.”
“En güzel maddeyi söylemiyorsun. Ne istersin balayı için?” Bir yandan araba kullanmaya devam ediyor, bir yandan da elini tutuyordu.
“Bilmem. Düşünmedim hiç. Sanırım bir tatil yerinde kutlamak iyi olabilir.”
“Benim aklımda evde olmak ve yataktan hiç çıkmamak var. Ama tatil de uyar. Tadı damağımda kalmıştı zaten.”
“Heyy evde kalmak da iyi fikirmiş. Kapımızı çalan olmaz değil mi?”
“Birileri çalsa da açan olmayacak o kesin.”
“O zaman bir değişiklik yapalım, evde geçirelim. Ama yemek falan uğraşmak zor olacak.” Çağla, saatlerce ondan uzak kalmak istemiyordu. Bunu dile getiremeyeceği için üstü kapalı ima etmişti. Tayfun da ona uydu. “Kahvaltılar benden, diğer yemekleri de yakındaki lokantalardan hallederiz… gerçi onlar kapıyı çalacak… açarız artık ne yapalım.”
“Evet aç kalacağımıza açalım.”
“Bunu da hallettik ama senin listende yapılacak gerçekten çok iş var. Ben çoğu bitti diye düşünüyordum.”
“Aklıma gelenleri yazdım. Belki ilaveler olur. Şu şirket işlerin bir kısmını halledecek zaten. Ama süre az ve bizim hızlı olmamız lazım.”
“Çok hızlı olacağız canım. İnan çok hızlı olacağız.”

*****

Gerçekten hazırlıkların çoğu hızlı bir şekilde çözüldü. Tayfun kesenin ağzını açmıştı. Çağla Amerika için biriktirdiği parayı da kullanmak istemiş ama Tayfun izin vermemişti. İki hafta içinde ev boyanmış, halılar döşenmiş, eşyalar yerleştirilmiş, konuk listesi hazırlanmış ve şirket tarafından beğenilerine sunulan davetiyelerden seçtikleri herkese ulaştırılmıştı.
Oturma planı bile neredeyse tamamlanmıştı. Fotoğrafçı ve üstü açık klasik bir gelin arabası da şirket tarafından ayarlanmıştı. Müzik için genç bir grup seçilmişti. Teknenin üst katında açık büfe ve sınırsız içecek ile organizasyon daha da kolaylaşmıştı. Kim ne seviyorsa ondan yiyecekti. Hatta şirket yetkilisi, artan yemeklerin bozulmadan ihtiyaç duyulan bir yere gönderilmesi konusunda fikirlerini istemişti. Çağla duyduğunda çok sevdiği bu fikrin uygulanması için en uygun yerin kız yetiştirme yurdu olduğuna karar vermiş, kendi mutluluğuna bir grup genç kızın da katılması fikri hoşuna gitmişti. Hatta pastanın bir kat fazla yapılmasını ve o ek katın da kızlara götürülmesini istemişti.
Gelinlik neredeyse tamamlanmıştı. Ümran hanım ilk başlarda zahmet vermemek için kendi elbisesini hazır almayı düşünmüştü ama Hale hanımın elinin hızını gördükten sonra seçtiği modelin dikilmesine yardımcı olmuştu. Sık sık bir araya gelen dünürlerin keyfi yerindeydi. Afife hanım da arada geliyor, o günler daha da neşeli geçiyordu.
Çağla, kuaföründe saçını yaptırmış, böylece modelini de seçmişti. Makyajını da denemiş ve beğendiği makyajın fotoğrafını çekmişti. Cilt bakımı ve kaşlarının alınması için randevusunu da almıştı.
Ayakkabılarını da almış ve listeden onu da silmişlerdi. Neredeyse her şey bitmişti. Son haftaya geldiklerinde tüm hazırlıklar tamamdı. İkisi de rahat bir nefes almıştı.
Çağla artık düğününü ve sonrasını düşünüyordu. Tayfun sorduğunda kulaktan dolma bildiği yumurtlama dönemi ile ilgili bilgilerini tazelemiş, doktoru ile de konuşmuştu. Doktorunun söylediklerine göre ilk ay hamile kalma ihtimali düşüktü.  Yumurtlama sayısının iki ay öncesine göre düşme ihtimalinin zayıf olduğunu, yani yine de şansının yüksek olduğunu söylemişti. Bir de mail adresine liste yollamıştı. Bunlara dikkat ederseniz ihtimalleri yükseltirsiniz demişti.
Jinekolog Opr. Dr. Hakan Topalismailoğlu’nun internet sitesinden gönderilmiş yazıyı okumaya başladı.
·                     Kolay gebe kalmak için rahat olun, strese girmeyin. Gebe kalamayacağınız korkusuna kesinlikle kapılmayın.
Tamam rahat olurum da o nasıl olacak? Sanırım bu kısımda iş Tayfun’a düşecek.
·                     Adet düzeninizi doğru takip edin, kolay gebe kalabileceğiniz muhtemel günlerde cinsel ilişkide bulunmaya özen gösterin, bu şekilde gebe kalmak daha hızlı olacaktır.
Tamam bunu da yaptım. Günü belli artık.
·                     Eşinizin kısa sürede sigara ve alkolü bırakmasını sağlayın, hayatını düzenlemesine sizde yardım edin.
Kullanmıyor ki. Tamam buradan da yırttık.
Eşinizin kalın, dar, sentetik ve sıkı pantolon, iç çamaşırı giymesini engelleyin. Sauna, hamam ve sıcak banyolardan kaçınmasını tavsiye edin.
Bunu söyleyemem. Aman Allahım bunu nasıl söylerim? Yok zaten pantolonları falan normal de iç çamaşırını soracak da değilim herhalde…
Çağla, yanaklarının pembeleştiğini hissetti. Yazılar ilginç hal almaya devam ediyordu.
·                     İlişkiden ortalama iki saat önce eşinizin sert bir kahve içmesi sperm hareketlerini uyaracaktır.
Bunu da sağlarım. Ama unutmamam lazım! Bana içme demediğine göre ben de içerim.
·                     Hamile kalmak için en uygun pozisyonda cinsel ilişkiye girin.
Hangi pozisyonda? Ya ben biliyormuşum gibi niye yazıyorsunuz ki? Şimdi bir de bunu mu araştırmam lazım? Sanırım klasik pozisyondur. Bu kime sorulur yarabbim?
Çağla iyice utanmaya başladı. Okuduklarının iş arkadaşları tarafından görülmesinden korkuyordu. Çünkü az sonra ‘neden kızardın bu kadar? Ne okuyorsun?’  diyerek yanına gelmelerinden korkmaya başlamıştı. Bir sonraki maddeyi görünce, bir öncekine rahmet okumuştu.
·                     İlişki sonrası hemen belinizin altına ince yastık koyup ortalama bir saat yataktan kalkmayın ve yatak odasının fazla sıcak olmamasını sağlayın.
Mümkün değil. Bunu yapamam. Rezil olurum. Allahım bu nasıl bir görüntüdür böyle? Ama Tayfun zaten hamile kalmam gerektiğini biliyor. Bunu yaparsam gülmez bana… Gülmez değil mi? Offf
·                     Sabahleyin erken saatlerde cinsel ilişkiye girmeye çalışın. Sabahları sperm kalitesi en iyi durumda, sayıda olmaktadır.
Buna hayır demem zaten. Sanırım Tayfun da demez. Bu maddeden de yırttık.
·                     Cinsel ilişkiyi ‘yapılması gereken bir ev ödevi’ olarak görmeden arzulayarak eşinizle birlikte olun. Çünkü orgazm olmak vagina salgısının ph derecesini değiştirmekte ve spermin rahim ağzından daha hızlı geçmesini sağlamaktadır. Ayrıca gereğinden fazla, sık cinsel ilişkiye girmekten kaçının.
Ama biraz ödev gibi de olacak! Çünkü acelemiz var. Yine de en son cümleyi anlamadım. Ben hamile kalmak istiyorum. Neden sık ilişkiye girmeyecekmişim? Mutlaka vardır bir sebebi… Ah anladım. Sperm kalitesi ve yoğunluğu ile ilgili olmalı…
·                     Daha önce hamilelikten korunmak için değişik yöntemler kullanmışsanız bunların olası etkileri için doktorunuza danışın.
Evet korunma yöntemim vardı. Hayatımda seks yapacağım erkek yoktu. Bundan ala korunma yöntemi mi olur?
·                     Adet düzensizliği var ise gereken tedavi ve takiplerle adet düzenini sağlayın.
Bu da benim sorunum değil. Adet düzenim var ama yakında yok olacak. Böyle de küçük bir derdim var.
·                     Servikal mukusunuz gereğinden koyu ise inceltici, akışkanlığı sağlayıcı özel ilaç kullanmak gerebilir.
Ben ne bileyim koyu mu değil mi? Bunun ölçüsü nedir ki? Doktorum bir şey demediğine göre normal sanırım.
·                     Günlük beslenmenize ve yiyeceklere dikkat edin. Dengeli, doğru ve düzenli beslenin. Bol miktarda süt, süt ürünü ve yoğurt tüketin. Enginar, yeşillikler ve taze fasulyeyi tüketmeyi unutmayın. Aşırı kırmızı et ve yağlı yiyecek tüketmeyin, bunlar östrojen düzeyini olumsuz etkileyebilir.
Bunu yapmak da kolay. En azından bugünden sonra dikkat edeyim.
·                     Aşırı olmamak şartıyla düzenli ve hafif eksersiz yapın.
Geçiniz, yapıyorum zaten.
·                     Doktorunuzun haberi ve bilgisi olmadan hiçbir ilaç kullanmayın.
Ağzıma bile sürmem.

Çağla, listeyi okudu ve kolaylıkla yapabileceklerini aklının bir köşesine yazdı. Zorlanacağı maddeleri nasıl uygulayacağı konusunda tereddütleri vardı. Bir şekilde anlatmalıydı Tayfun’a. Ya da ilk ay şansa bırakmalıydı bazı şeyleri. Evet en iyisi buydu. En azından bir kere şansını deneyecek, sonraki aylarda zaten doktorun önerilerini uygularken kocasının gülmeyeceği ortamı sağlamış olacaktı.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder