Pırıl pırıl bir gündü. Güneş göz alacak kadar parlaktı. Tek
bir bulut olmayan masmavi gökyüzüne uzun uzun baktım. Sonra kafamı çevirdim ve
onu gördüm. Gri bir kıyafet vardı üstünde. Gözleri de gökyüzü gibi maviydi. Tek
bir söz söylemeden baktı bana. Sonra başını gururlu bir ifade ile çevirip
arkasını dönüp yürüdü gitti.
Bakışlarımı çeviremedim. O kadar etkilenmiştim ki yanıma
gelen kız kardeşimi bile fark etmedim.
“Çok güzel bir erkekti. Hayran kaldım” dediğinde saçını başını olmak istedim.
“Çok güzel mi? Çok yakışıklı ve sen ondan uzak duruyorsun!”
“O niye? Sana arkasını dönüp gitti ama yanımdan geçerken
bana göz kırptı.”
“Göz mü kırptı?”
“Evet. Üzgünüm ama beni hep senden daha çekici bulur
erkekler. Bu kez de öyle olacak ve ben o yakışıklıyı tavlayacağım.”
Üzgün bakışlarımı göstermemek için başımı gururlu bir şekilde kaldırdım. Hafifçe yandan bir bakış attım ve gri elbiselinin ters istikametine yürümeye başladım. Yenilsem de belli etmeyecektim.
Bu kez unutmak kolay olmadı. O günden sonra ne kadar zaman geçti bilmesem de aklımdan çıkartamadım. Sabah uyanır uyanmaz aklıma o geliyordu. Evimin önündeki yeşil alanda yürürken bakışlarımla hep onun bir köşeden çıkmasını bekliyordum. Belli etmeden başımı sağa sola çeviriyor ama bir türlü onu göremiyordum.
Mahsun hallerim annemle babamı üzüyordu biliyordum ama elimden başka türlü davranmak gelmiyordu.
Yeni bir sabah ve yine benim canım sıkkın. Canım yemek yemek de istemiyor. Vedalaşıp çıktım evden. Saatlerce yürüdüm. Baharın en güzel tarafı bu. Ne sıcak ne soğuk… rahat ve uzun yürüyüşler yapabiliyorum. Epey uzaklaştım evden. Çok güzel bir dere buldum. Biraz yüzsem? Etrafa baktım. Kimse yok. Yavaşça suya girdim. Akıntının alıp götürmemesi için de kıyıya yakın yerlerde yüzdüm.
Su o kadar güzeldi ki, hiç çıkmak istemedim. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, bir ses duyunca bir an donup kaldım.
“Beni gizlice izledin ve bunu utanmadan söylüyorsun öyle mi?”
“Ulu orta yüzen sensin, ben neden utanacağım?”
Haklıydı. Gri elbiseli yakışıklı benimle birlikte yüzmek istiyordu. Eminim benim kim olduğumu anımsamıyordu. Kız kardeşimle birlikte olduğunu anladığı zaman ne yapacaktı acaba? Sesimi çıkartmadan suya girişini izledim. Vücudu çok heybetliydi. Suya girişi de bir o kadar estetikti. Yavaşça yaklaştı yanıma. Yine bana yukardan bakan tavırlarını takınmıştı.
Sözde benimle yüzüyordu, bana hep arkası dönüktü. Tam sinirlenip sudan çıkacaktım ki konuşmaya başladı.
“Bugün hava çok güzel.”
Çok ilginç bir konu buldu. Resmen zoraki konuşuyor. “Öyle” dedim ve kıyıya doğru yüzmeye devam ettim.
“Seni görmek için çok uzun yoldan geldim ama beni bırakıp çıkıyor musun?”
Ne dedi? Doğru mu duydum? Hayır… Sadece bunu söylemesini hayal ettim. Günlerdir hayal kurmanın sonucu işte.
“Öyle olsun. Yanılmışım demek ki!”
Hayal değilmiş. Gerçekten söylemiş ki ben çıkacak olunca bu sözleri de sarf etti.
“Gerçekten beni mi görmek için geldin?” Yeniden suya girip yanına doğru yüzdüm. O mavi gözlerini bana dikti ve galiba gülümsedi.
“Evet, günlerdir ailem ile ilgili sorunlar yüzünden gelemedim. Babam hastaydı. Ama artık iyileşti ve ben de seni bulmak için harekete geçtim.”
“Baban mı hastaydı? İyi ama kız kardeşim seni hep görüyordu.”
“Beni görmesi mümkün değil. Günlerdir babamın başındaydım. Onun iyileşmesini bekliyordum. Beni başkası ile karıştırmış olmasın?”
Ya karıştırmış ya da yalan söylemişti. İkincisini beklerdim sevgili kız kardeşimden. Yine de hiç tanımadığım birine bunu söylemeyecektim.
“Sanırım karıştırdı. Şey… ben artık eve dönmeliyim. Yolum çok uzun.”
“Yarın? Yine gelir misin?”
Bu soru beni gerçekten görmek isteyen birinin sorusuydu. “Gelirim” dedim.
“Dikkatli ol. Başına bir iş gelmeden dönebilecek misin? Seninle geleyim mi?”
“Sorun olmaz. Alışkınım, tek başıma dönebilirim.”
“Tamam, yarın görüşürüz o zaman.”
“Görüşürüz.”
Acaba ne olacak? Kız kardeşimin elinden kurtulabilirse belki bir iki kez daha görüşürüz. Ama ne zaman kardeşimle karşılaşır işte o zaman benim tüm düşündüklerim birer hayal olarak kalır.
Eve yaklaştığımda aklımdakini uygulamak için yüzümü yine astım. Kimse onu bulduğumu anlamamalıydı. Özellikle kardeşim!
“Hala aklın onda mı? Sana yeni birisini bulalım. O artık benim.” Dediğinde yalanını yüzüne vuracaktım. Son anda sustum. Sonra sakince yanıtladım onu. “Ben yeni eski kimseyi istemiyorum. Çok uykum var. Uyumak istiyorum.” Dedim.
“İyi geceler. Ben biraz gezeyim de yakışıklım ile buluşayım.” Diyerek yanımdan uzaklaştı.
Aklım karışıyordu. Ya kardeşim doğru söylüyorsa? Ya o mavi gözlü beni kandırıyorsa? İkimizi de idare ediyorsa?
Kız kardeşimi takip etmek ve kiminle buluştuğunu görmek istiyordum. Yapamadım. O gece olmayacaktı bu, çünkü annem ile babam benim uyuduğumu düşünüyordu. Onlara gözükmeden çıkmam mümkün değildi. En iyisi yarın akşam için yeni bir plan yapmaktı.
Ertesi sabah evden çıkmadım. Beni beklediğinden emin bile değildim. Ya dün gece kız kardeşime beni nasıl kandırdığını anlattıysa? Ya benimle ilgili konuşup dalga geçtilerse? Sabaha kadar bunları düşünerek uykusuz kalmıştım. Gitmemeye de o zaman karar vermiştim.
İkisinden de emin olamıyordum. Beni görmek için babasının hastalığının geçmesini beklediğini söylerken doğru mu söylüyordu? Yoksa kardeşim onunla buluşacağını söylerken yalan mı söylüyordu?
Derenin sesini duyduğumda bakışlarımı etrafta dolaştırdım. Suda olacağını tahmin ediyordum ama onu bir ağacın altında buldum. Başını eğmiş, yere bakıyordu.
O gerçekten beni bekliyordu. Benimle ilgileniyordu. Bu kez
ben yaklaştım ona. Yavaşça boynumu
uzattım. O da başını uzattı. Bu yakınlık bana sarılmasını sağladı. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum. Uzun uzun
konuştuk. Babasını sordum. Daha da iyiymiş. Beni bulduğunu babasına söylemiş. O
da çok mutlu olmuş.
“Bir şeyim yok!”
“Hadi anlat. Neden bir anda canın sıkıldı? Ne düşündün?”
“Önemli değil. Hadi biraz yüzelim.” Diyerek dereye doğru yürüdüm. Daha fazla sormasını istemiyordum. Çünkü anlatacak ve aile ile ilgili kötü bir durumu açıklamış olacaktım.
“Öyle olsun. Bu arada beyaz sana çok yakışıyor biliyor musun?”
“Sana da gri…” diyerek hızlı adımlarla dereye atladım. Utanmıştım. Ama mutluydum. Suda şakalaşarak vakit geçirdik. Arada bana sarılıyor öpüyordu. Bu da çok hoşuma gidiyordu. Ben de ona sarılmaya başladım. Hatta bir kere de ben onu öptüm.
Akşam saati olunca yine ayrılık vakti geldi.
İkimiz de çok üzgündük. Kulağıma eğildi ve “Yarın erken gel. Seni bizimkilerle tanıştıracağım.” dediğinde çok sevindim. Ailesi ile tanışacaktım. Yani… Yani benimle ilişkisinin ciddi olduğunun bir göstergesiydi bu.
Eve kadar nasıl gittiğimi bilmiyorum. Uçuyordum. Çok mutluydum.
Ertesi sabah anneme anlattım. O gün ailesi ile tanışacağımı söyledim. Çok sevindi. Babama anlatacağını söyledi. Küçük kardeşlerim de annemin eteklerinin dibindeydi ve hepsi çok mutluydu. Henüz çok küçük oldukları için her güzel habere büyük tepki veriyorlardı. Sevgili kız kardeşim yoktu. Annemin de ona anlatmayacağından emindim ama küçükler için aynı şeyi söyleyemezdim. Tembihlesem ters tepecek kesin anlatacaklardı. En iyisi hiç bahsetmemekti. Belki gün içinde olacak başka olaylar ufaklıkların anlatmasını engellerdi. Kısa süre sonra hepsine veda edip buluşacağımız yere gittim. Ayaklarım yere değmiyordu. Uçuyordum resmen. Dere yanındaki ağacı gördüğümde keyiflendim.
Oradaydı…
Yanına gittiğimde sevinçle kucakladı beni. “Dinlenmek ister misin? Yoksa hemen gidelim mi?”
“Gidelim. Bekletmeyelim.”
Beni çok sevinçle karşıladılar. Karşılayanlar sadece anne babası değildi. Yeğenleri kuzenleri de beni görmek için gelmişti. Küçük büyük bir sürü gelen ile tek tek tanıştım. Çok mutluydum. Herkese, beni sevdiği olarak tanıtıyordu. Küçüklerin etrafımızda koşuşturması hep bir ağızdan bağırışları ve benim mavi gözlümün onlara göz kulak olması her türlü tehlikeden korumak için etraflarında koşturması çok hoşuma gitti. Kendi çocuklarını da böyle koruyacağından emindim. Acaba bizim çocuklarımızın olacağını düşünmek için çok mu erken?
Dönüş yolunda beni sorguya çekiyordu. “Annemle ne konuştunuz?”
“Senin beni ne kadar aradığını, bulunca da nasıl sevindiğini anlatıyordu.”
“Doğru söylemiş. Seni ilk gördüğümde çok beğenmiştim. Beyazlar içinde çok güzeldin. Ama o gün etrafın çok kalabalıktı. Beni fark etmedin sanmıştım. Sonra düşününce hata yaptığımı anladım ve peşine düştüm. İyi ki de öyle yapmışım. Yoksa sevdiğimi kaybedecekmişim.”
Sevdiğini kaybedecekmiş. Sevdiği benim… Son kelimelerini duyunca başımı çevirip yüzüne baktım. Mavi gözleri ile beni izliyordu. Utandım yine.
“Ya sen?”
“Ben ne?”
“Gelmeseydim ne olacaktı? Sen de sevdiğini kaybetmiş olacak mıydın?”
“Evet, ama geldin. Çok dua ettim gelmen için… Beni bulman için… Buldun.”
Yine yanıma geldi ve beni sarmaladı. “Eşim ol benim” dedi…
“İstemiyor musun? Ben… Acele mi karar verdim?”
Sesi hem üzgün hem kırgındı. Çok üzüldüm onun yine boynunu eğip bana üzgün gözlerle bakmasına.
“Elbette istiyorum. Önce ailemle tanışman lazım da onu düşündüm. “
“Bu muydu yanıtını geciktiren? Çok korktum. Ama artık sevinçten uçabilirim. “ Gerçekten keyiflenmişti. Mavi gözleri parlamaya başlamıştı. Ay ışığı altında bile rahatlıkla seçiliyordu gözleri… o gözlerdeki sevgiyi görünce yine içim rahatladı…
“Bu akşam çok geç oldu ama yine de onlarla tanışmanı istiyorum. Senin için de uygun mu?”
“Uygun tabii. Hadi gidelim.”
“Lütfen onu benden almak için uğraşma.” Korkuyordum… Ya elimden almak ister, baştan çıkarmaya kalkarsa?
“Benim aptal kardeşim. Bir başka dişi için seni terk edenden hayır gelir mi? Onların sana göre olmadığını anlaman için yapıyordum. Daha ilk anda hepsinin gözü bana kayıyordu. Ama bak bu tam anlamıyla sana aşık. Gözünün ucu ile bile bakmadı. Aklı fikri sende. Gönül rahatlığı ile onunla birlikte olabilirsin.”
Çok utanıyordum. Kız kardeşim benim sonradan üzülmemem için yapmış meğerse. Ben de günlerdir üzülüyordum. Ama beni kızdırdığı zamanlar?
“Neden onunla birlikteymişsin gibi konuşuyordun?”
“Senin onu gerçekten sevip sevmediğini anlamak için takılıyordum. Sense her dediğime inanıyordun. Hem ben de eşimi seçtim. “
“Öyle mi? Ciddi misin?”
“Evet canım. Artık benim de bir sevdiğim var.”
İyice rahatladım. Kardeşimle aramın kötü olmasını istemezdim. Bugün çok güzel bir gün… Ailesi ile tanıştım… Ailem ile tanıştırdım…
Ve en kısa sürede onun eşi olup ondan çocuklarım olsun istiyorum…
işte AŞKIM
Yakışıklı değil mi?
Ben mi, ben de çok güzelim;
Çok mutluyuz... üstelik artık çok da kalabalığız...
Hahahahahhahahhah tam eğlencelik olmuş bu😂😂
YanıtlaSilEllerine sağlık. Özellikle tek bölümlük hikayelerini seviyorum. :)
YanıtlaSil