Cuma
sabahı gözünü açtığında Tayfun’un üzerine eğilmiş olduğunu gördü. Zaten onun
seslenmesi ile uyanmıştı. “Doğum günün kutlu olsun aşkım. Hava çok güzel, o
yüzden kahvaltıyı balkona hazırladım. Güne güzel başlayalım.”
“Günüm
gözümü açtığım an güzelleşti yakışıklı. Bana o kadar yakından bakarsan nasıl
kötü bir gün olur? Ama çok açım o yüzden seninle ilgilenemeyeceğim.” Çağla
istemezmiş gibi itmeye çalışıyordu. Tayfun onun dirençsiz kollarını yakalayıp
yastığın iki tarafına bastırıp, öpülmek için bekleyen dudaklarına eğildi. Bir
süre öptükten sonra,
“Gördüğün
gibi ben seninle ilgilenirim güzel kadın. Hadi kalk. Bu arada o gecelik ile
balkona çıkamazsın. Üstünü de değiş.” Geceliğe bakmak için bakışlarını aşağı
kaydırdığında nabzı daha da hızlandı. Hemen kalkmazsa işe geç gideceklerdi.
“Nesi
varmış geceliğimin? Alt tarafı popomun üç santim altında bitiyor ve askılar her
an aşağı inecekmiş gibi gözüküyor.”
“İşte
bu. Sana emrediyorum kadın, o gecelik değişecek.” Tayfun, yatağın kenarına
oturmuş, bir kolunu Çağla’nın diğer tarafında yatağa dayamış kaçışını engeller
gibi duruyordu.
“Akşam
dediklerini anımsatayım mı?”
“Hiç gerek yok. Akşam bana özel saatlerde ne dediğimi, bu akşam ne
diyeceğimi çok iyi biliyorum. Sen sadece balkona öyle çıkıp milletin işe
gidişini geciktirme. Yoksa başka bir kıskançlık belirtim falan yok. Ben sadece
komşularımı düşünüyorum.” Konuşma devam ettikçe Tayfun’un kendisine
yaklaştığını gören Çağla, kolunun altından sıyrılıp yatağın diğer tarafından
kalktı.
“Açım aç... O yüzden sizin aklınızdan geçenler beklemek zorunda.
Ben banyoya giriyorum.” Odanın kapısına doğru yürürken kraliçe edası ile
arkasını dönüp “Çayım fincanıma kondu mu?” diye sordu. Tayfun onun bu şımarık
hallerine bakıp gülerek, “Koymadım elbette. Sen banyonu yap çıktığında hazır
olacak.” diye yanıtladı.
*****
Çağla’nın günü başladığı güzellikte devam ediyordu. İş yerine
geldiklerinde Fatma hanımın aldığı bir demet çiçeği masasında buldu. Daha sonra
arkadaşlarının küçük hediyeleri masayı doldurdu. Saat daha on olmadan tüm
kızların kutlama telefonları gelmişti. Çağla da onları cumartesi yapılacak
partiye davet etti. Onun doğum gününü kutlaması yapacağını bildikleri için
zaten hepsi müsaitti. Daha onlara bebek haberini vermemişti. Bunu yarın
paylaşacaktı. Bürodakilerin de haberi yoktu elbette.
Yine çok kalabalık olunacağı için Ümran Hanımın fikrine uyulmuş,
Polenezköy tarafında bir çiftlik ile konuşulmuş, havanın da güzel olmasından
faydalanarak büyük bir pikniğe döndürülmüştü parti. Herkes bu sonbahar pikniği
fikrini sevdi.
Akşam olduğunda Tayfun karısının masasına gelip
elini uzattı. Birlikte çıkarken arkadaşlarına yarınki partiyi anımsattılar.
Gülerek bürodan ayrıldıklarında Çağla, eve gideceklerini sanıyordu. Tayfun arabasını Kadıköy tarafına çevirince
şaşırdı.
“Nereye gidiyoruz?”
“Madem doğum günün, en
sevdiğin yemeği yiyelim.”
“Balıkçıya gidiyoruz.”
“Evet canım. Gerçi lüks bir
lokanta değil ama idare et artık. Bebeğimiz olacak, müsriflik yapamayız.”
“Canıma minnet. Açım zaten.
Hadi gidelim.”
Çağla, balıkçıya
yaklaştığında ortamın biraz değişik olduğunu fark edip gözlerini kısarak neler
olduğunu anlamaya çalıştı. Kayığın yanışmış olduğu iskelede bir çardak vardı.
çardağın altında çok şık bir masa duruyordu. Kadıköy’deki iki iskeleden çıkan
herkes o çardağa ve altındaki masaya şaşkın gözlerle bakıyordu. Masada gaz
lambası yanıyordu. Ve o ışıkta şık tabaklar ve çatal bıçak duruyordu. Çağla,
şaşkın bakışlarını Tayfun’a çevirdi.
“Sen ekmek arası balıkçıya
masa mı kurdurdun? Bu nasıl bir düşünce yapısıdır?”
“Beğenmedin mi?”
“Bayıldım. Kafan başka
türlü çalışıyor bunu kabul etmek lazım. Ama bu yaptığın çok şeker ve çok özel.”
“Tüm yanımızdan geçenlerin
bizi görmesini ve senin doğum gününü kutlamasını istedim.”
“Bir doğum günü bu kadar
başbaşa ve bu kadar kalabalık kutlanabilir... Artık kimse benim doğum günümü
unutmayacak. Baksana millet resmimizi çekiyor.”
“Eh onlara da bir fikir
veriyoruzdur. Çeksinler.”
Deniz kenarındaki balık
ziyafeti etraflarında hızlı ya da yavaş adımlarla geçenlerin ilgisi altında iki
saate yakın sürdü. Selo abisi onlar için hiç kullanılmamış yağda balık
kızartmış, teknedeki kasetçalara güzel
bir kaset koymayı da ihmal etmemişti. Tabii aynı kaseti iki kez dinlemek büyük
bir müzik ziyafeti olmasa da geceye büyük anlamlar yüklemişti. En sonunda
buzluktan küçük bir pasta da ortaya çıkartıldı. Çağla doğum günü pastasını
kestikten sonra koca bir dilimi Selo abisine, büyükçe bir dilimi de yanındaki
elemanına verdikten sonra kalanı ikisine böldü.
“Çok bonkörsün. Bize
kalmasaydı!”
“Cimrileşme, biz yarın da
yiyeceğiz. Ayrıca göbek yapacak olan benim. Senin göbeklenmen gerekmiyor.”
“Ben seni yalnız
bırakmasaydım!” Tayfun olmayan göbeğinin üstünde elini gezdiriyordu.
“Sen hep benim yanımda ol
ama göbeği bir tek ben büyüteyim.”
“O göbeğin içinde büyüyecek
olan bizim oğlumuz. Seni seviyorum Çağla Demir.” Tayfun pastadan bir lokmayı
Çağla'ya uzatırken söylemişti aşkını...
“Ben de seni seviyorum
Tayfun Demir.”
*****
İkinci doğum günü partisi
de birincisi kadar orijinal olmuştu. Mangalların yandığı etlerin tavukların
piştiği bir doğum günüydü. Çağla, herkese haberi vermek istiyordu. Ortamın
oluşmasını beklerken nerdeyse parti bitecekti. En sonunda herkesin eline
bardaklarını almasın sağladı. Kendisi de asitsiz alkolsüz bir şeyler içmek için
bulduğu yeni içeceğini eline aldı. Limonlu su!
“Herkes bizi dinleyebilir
mi?” Çağla’nın sesini duyanlar kısa sürede sessizleşti.
“Teşekkürler. Aslında bunu
söylemek için henüz çok erken ama yine de bu haberi bekleyen arkadaşlarımızın
da öğrenmesini istedik. Şimdi herkesi bebeğimiz için kadeh kaldırmaya davet
ediyoruz.” Cümlesini bitirirken elindeki limonlu suyu havaya kaldırmıştı.
Önce sessizlik uzadı. Sonra
bilenler hariç herkes bir anda kutlamaya başladı. Kadehler havalandı. Kızlar
hemen etrafını sardı ve uzun zamandır bekledikleri haberi arkadaşlarına
sarılarak kutladı.
İyi dilekler ve dualarla
kutlama uzadıkça uzadı. En sonunda erkekler yeniden acıktıklarını söyleyerek
mangalın başına toplandı.
Eğlence daha da güzel bir
ortamda devam etti.
*****
Hamileliğinin ikinci ayına kadar hiç
sorun yaşamadı Çağla. Tayfun’un ilk günlerde aşırı titiz olması, neredeyse
ayakkabılarını bile giydirmeye kalkışması Çağla’dan yediği okkalı azardan sonra
bitmişti. Nihayet karısının hasta olmadığını, hamileliğinin normal seyrinde
gittiğini anlamıştı. Ne zaman ihtiyaç duyarsa o zaman yardım isteyeceğini
söyleyen Çağla’ya inanmış ve hareketlerini düzeltmişti. Tüm o davranışların
ardındaki adamın bir zamanlar ‘evlendikten iki yıl sonra falan çocuk düşünürüm’
diyen adamdan bu kadar uzak olması çok hoşuna gidiyordu. Gerçekten çok
istiyordu bu bebeği!
İkinci ayın son haftasında sabah
bulantıları başladığında sorunlar da başladı. Çağla bulantılarından kurtulmak
ya da aza indirmek için yine internete müracaat etti. Doktoru da söylemişti ama internette forum sayfalarında hamilelerin
tecrübelerini paylaştıkları sitelerden çok daha fazla altenatif bilgi alıyordu.
Yine de yapılabilir olanları uyguluyordu.
Önce doktorların yazdığı
siteleri gezmeye başladı.
[b]Bazı kadınların
hamilelik bulantılarından etkilenmesini, bazılarının da etkilenmemesinin nedeni
henüz aydınlatılamamıştır. Aynı kadında bile, bulantıların şiddeti, bir
hamilelikten öbürüne değişik olabilir ve bir hamileliğinizde bulantılardan
etkilenmeniz, bir sonrakinde de aynı sıkıntıları çekeceğiniz anlamına gelmez.
Hamilelik bulantıları
genellikle kusma ile sonuçlanır. Bazıları yalnızca hafif bir bulantı
hissederken, bazıları her yemekten sonra mutlaka kusar. Bulantı ve kusmanın
yanı sıra, dilinizdeki tat cisimciklerinizde bir değişme ya da ağzınızda madeni
bir tat gibi başka belirtiler de fark edebilirsiniz. Bir zamanlar çok
sevdiğiniz besinlerden tiksinebilirsiniz. Bazı besinleri de canınızın çok fazla
istemeye başladığını hissedebilirsiniz. Halk arasında bu duruma “aşerme” ya da
“aşyerme” adı verilir. Yediğiniz sebzeler ve bazı baharatlı yemekler fazlası
ile gaz yapmaya başlar. Bu dönemlerde rejiminize çok dikkat etmeniz gerekiyor.
Evinizde bol bol meyve bulundurmalısınız.
Hamilelik döneminde
bulantılar size de, bebeğinize zarar vermez. Sık ve az az beslenerek sindirim sisteminizi zorlamamalısınız.
• Gün içerisinde belirli
aralıklarda dinlenin.
Sen demesen de kocam
diyor zaten. Bunu yaparım
• Dar giysiler giymekten
kaçının.
Dur bakalım, daha karnım
çıkmadı. Beli kapanmayana kadar giyeceğim. Biraz mide bulanmasına pabuç
bırakmayacağım…
• Bulantıyı bastırmak için yanınızda grissini, yoğurt, çiğ sebze gibi atıştıracak şeyler bulundurun.
Ooo bu da kesin yapılacak
bir şey. Tatlı yasak mı ya? Gofret falan olsa midem bulanır mı ki? Deneyeyim
bakalım.
• Doktorunuz gerek görmedikçe, hiçbir ilaç almayın.
Bu zaten mümkün değil.
• Gerek katı yağlı, gerek sıvı yağlı yiyeceklerden elden geldiğince sakının.
Izgara… ohh hayat biraz
daha kolaylaştı. Akşamları ızgara yapmak en kolayı!
• Karbonhidratlar bulantıya iyi gelir; pirinç, patates, kepek ekmeği ve çiğ sebzeler. Bazı kuruyemişler de bulantınızı bastırmaya yarayabilir.
Bu hamilelik gayet
iyiymiş. Hep sevdiğim şeyleri yememi söylüyor
• Mide gazı bir sorun olabilir; taze yiyeceklerle basit bir yemek rejimi uygulayın.
Dikkat ederim. Gaz gibi
bir sorun yaşamak istemiyorum.
· Bol sıvı tüketin. Su
içmek rahatsız ediyorsa soda, maden suyu ya da bol sulu meyveleri tercih edin.
Su şimdilik iyi geliyor.
Biraz limon sıkmakta en güzel çözüm galiba.
· Sabahları kalkmadan
yatağınızda hafif kuru yiyecekler atıştırın.
Ben doğurduktan sonra bu
krakerleri falan nasıl atacağım üstümden? Kaç kilo alacağım acaba bu yeme
temposuyla?
• Sigara dumanından ve alkolden sakının.
Bir kilometre yakınımda
sigara içmeyi yasakladım zaten. İçim dışıma çıkıyor kokusundan. Alkole lafım
yok. Onun kokusu dokunmuyor şimdilik.
Diş macununuz rahatsız
ediyorsa kokusuzlarını tercih edin.
Etmiyor
· Parfümünüz de
rahatsızlık verebilir. Bu tarz kokulardan da uzak durabilirsiniz.
Bu da etmiyor… ederse de
kokusuz koltuk altı roll-onundan kullanırım.
• Kafanızı başka şeyler ile meşgul edin, bulantınızı düşünmemeye çalışın.
Bulursam başka şey
düşünürüm o an…
· Yanınızda, tuzlu kraker,
fıstık, ıslak mendil, poşet gibi şeyleri bulundurun.
Ay şimdi kusacağım ama. Ne
bu ya? Son madde çok midemi bulandırdı. Hayırdır, bazı kelimelere mi tepki
veriyorum acaba? Poşet mi bozdu beni? Ben anormalim lütfen oğlum normal doğsun.
En azından bana değil de babasına benzesin.
Sevgili anne adayları öncelikle bu şikayetlerin yaşanacağını ve belirli bir süre sonra geçeceğini unutmayın. Bu süre zarfında havadar yerlerde bulunmaya dikkat ederseniz kokudan kaynaklanan bulantıları hafifletebilirsiniz.
Çağla, nelere dikkat
edeceğini öğrenince biraz daha rahatlamıştı. Bunların çok normal olduğunu zaten
biliyordu ama nasıl tedbir alacağı konusunda rahat değildi. Şimdi kafasında
resimler oturmuştu.
Öğrendikleri ile her geçen
gün kendini anneliğe daha yakın hissediyordu. Bunlar teorik bilgiler olsa da
edindiği her bilgi ile ruhen rahatlıyordu.
*****
Çağla, kendisinde neler
olacağını araştırırken aynı anlarda Tayfun da nelerle karşılaşacağını
araştırıyordu. Arkadaşlarından duyduğu kadarıyla, hormonları alt üst olan
kadınların çok küçük şeylerden büyük üzüntüler duyduğunu öğrenmişti. Nelere
dikkat etmesi gerektiğini araştıran Tayfun oldukça ilginç bilgiler bulmuştu.
Gerçekten hiç biri hakkında daha önceden ufacık bile bilgisi yoktu.
Eşiniz hamile ve sizin tüm bildiğiniz mide bulantıları, baş
dönmeleri ve aşermelerin olacağı, karnının ve göğüslerinin büyüyeceği...
Oysa eşinizin vücudunda belki de hiç aklınıza gelmeyecek, daha önce hiç duymadığınız bazı değişimler de olacak.
Bunlarla karşılaştığınızda şaşırmamak ve bir çuval inciri berbat edecek şeyler yapmak istemiyorsanız bu yazıyı okumalısınız!
Tüylenme artabilir
Vücut tüyleri günlük sohbet konularınızdan biri olmadığı için eşinizin vücudunda beklenmedik değişimler başladığında büyük şaşkınlık yaşayabilirsiniz.
Oysa eşinizin vücudunda belki de hiç aklınıza gelmeyecek, daha önce hiç duymadığınız bazı değişimler de olacak.
Bunlarla karşılaştığınızda şaşırmamak ve bir çuval inciri berbat edecek şeyler yapmak istemiyorsanız bu yazıyı okumalısınız!
Tüylenme artabilir
Vücut tüyleri günlük sohbet konularınızdan biri olmadığı için eşinizin vücudunda beklenmedik değişimler başladığında büyük şaşkınlık yaşayabilirsiniz.
Saçlar ve tüylerde dökülme olabilir
Doğum sonrasında bazı kadınlarda saç dökülmesi olur. Bu dökülme belli bir noktanın kelleşmesinden ziyade genel bir saç dökülmesidir.
Doğum sonrasında bazı kadınlarda saç dökülmesi olur. Bu dökülme belli bir noktanın kelleşmesinden ziyade genel bir saç dökülmesidir.
Uzağı görememeye başlayabilir(miyopluk)
Hamilelikte kadın vücudu sadece bebeğe yer açmakla kalmaz, aynı zamanda hormonlardaki değişimler nedeniyle tepeden tırnağa bir değişim geçirir.
Ancak görme ile ilgili ufak tefek bazı sorunlar beklenebilse de, görme bozuklukları bazen de diyabet ve yüksek tansiyon belirtisi olabileceğinden bu konuda çok kayıtsız olmamanız daha doğru olacaktır.
Sadece on kadından birinde doğum 'suyun gelmesi' ile başlar
Suyu gelmeye başladığında panik olmayın. Sadece filmlerde kadının suyu gelir ve hemen sonrasında birkaç çığlık ve ıkınmanın ardından bebek dünyaya gelir.
'Suların gelmesi' doktorunuza haber vermeniz gereken bir durum olmakla birlikte, hastaneye yetişemeden eşinizin doğum yapması çok düşük bir ihtimaldir.
Göğüslerinden süt sızabilir
Erkeklerin çoğu hamilelik sırasında eşinin göğüslerinin büyümesini merakla beklerler. Daha küçük göğüslerden hoşlansanız bile bu değişimi ilginç bulabilirsiniz. Ancak hamileliğin son üç ayında eşinizin emzirmeye hazırlanan göğüslerinden süt sızmaya başladığını fark edebilirsiniz.
Böyle bir durumla karşılaştığınızda iğrenerek başınızı çevirmemeye gayret edin. Kendi vücudunuzun bu kadar köklü değişimlerden geçmesinin nasıl olacağını tahayyül etmeye çalışarak, dehşete düşmek yerine ilgili davranmaya özen gösterin.
Görüntüsünü beğenmeyebilir
Her şeyin yolunda gitmesi durumunda onun değişen bedenini seveceksiniz ve ortaya çıkan her yeni 'kavis ve tümsek' sizi büyüleyecek. Ancak eşiniz görünümünden o kadar da memnun olmayabilir.
Cilt çatlakları, kilolar ve genel bir şişkinlik duygusu çoğu kadına kendini kötü hissettirir. En olumlu kadınlar bile zaman zaman kendini beğenmeme duygusu yaşar.
Böyle zamanlarda ona ne kadar güzel olduğunu söyleyin. Sözlerinizi hiç işitmiyormuş gibi gözükse bile, mutlaka olumlu etki yaratacaktır.
Dokuz ay bir ömür gibi gelebilir
Para biriktirmek, evi boyamak ya da bebek odasını hazırlamak açısından çok uzun bir süre gibi gözükmese de bu dokuz ay geçmek bilmeyebilir. Her ikiniz de finale ulaşma konusunda sabırsızlandığınızdan son bir ya da iki ay özellikle çok yavaş ilerleyebilir.
Artık arkadaşlarınız ve ailenizin bahsettiği tek konunun hamilelik olması da durumunuzu güçleştirebilir. Esprili bir yaklaşım benimsemeye ve bunu korumaya gayret edin.
Uyuması güçleşebilir
Hamile bir vücutla yatakta dönmek oldukça zor bir iştir ve kadınların çoğunun uyanmasına neden olur.
Siz de onunla birlikte uyanabilirsiniz ve gece yaşanan tüm bu hareketlilik her ikinizin de uykusuz ve yorgun olmanıza neden olabilir. Yine de tüm bunların gelmekte olan asıl uykusuz geceler için bir antrenman olduğu konusunda sizi uyarmalıyız.
Eşinize fazladan birkaç yastık tedarik ederek ve belki de başka bir yatağa taşınarak rahat etmesini sağlayın ve sadece ikinizin uykusundan sorumlu olduğunuz bu son günlerin aslında o kadar da zor zamanlar olmadığını fark edebileceğiniz günlerin gelmekte olduğunu unutmayın!
Hamilelikte kadın vücudu sadece bebeğe yer açmakla kalmaz, aynı zamanda hormonlardaki değişimler nedeniyle tepeden tırnağa bir değişim geçirir.
Ancak görme ile ilgili ufak tefek bazı sorunlar beklenebilse de, görme bozuklukları bazen de diyabet ve yüksek tansiyon belirtisi olabileceğinden bu konuda çok kayıtsız olmamanız daha doğru olacaktır.
Sadece on kadından birinde doğum 'suyun gelmesi' ile başlar
Suyu gelmeye başladığında panik olmayın. Sadece filmlerde kadının suyu gelir ve hemen sonrasında birkaç çığlık ve ıkınmanın ardından bebek dünyaya gelir.
'Suların gelmesi' doktorunuza haber vermeniz gereken bir durum olmakla birlikte, hastaneye yetişemeden eşinizin doğum yapması çok düşük bir ihtimaldir.
Göğüslerinden süt sızabilir
Erkeklerin çoğu hamilelik sırasında eşinin göğüslerinin büyümesini merakla beklerler. Daha küçük göğüslerden hoşlansanız bile bu değişimi ilginç bulabilirsiniz. Ancak hamileliğin son üç ayında eşinizin emzirmeye hazırlanan göğüslerinden süt sızmaya başladığını fark edebilirsiniz.
Böyle bir durumla karşılaştığınızda iğrenerek başınızı çevirmemeye gayret edin. Kendi vücudunuzun bu kadar köklü değişimlerden geçmesinin nasıl olacağını tahayyül etmeye çalışarak, dehşete düşmek yerine ilgili davranmaya özen gösterin.
Görüntüsünü beğenmeyebilir
Her şeyin yolunda gitmesi durumunda onun değişen bedenini seveceksiniz ve ortaya çıkan her yeni 'kavis ve tümsek' sizi büyüleyecek. Ancak eşiniz görünümünden o kadar da memnun olmayabilir.
Cilt çatlakları, kilolar ve genel bir şişkinlik duygusu çoğu kadına kendini kötü hissettirir. En olumlu kadınlar bile zaman zaman kendini beğenmeme duygusu yaşar.
Böyle zamanlarda ona ne kadar güzel olduğunu söyleyin. Sözlerinizi hiç işitmiyormuş gibi gözükse bile, mutlaka olumlu etki yaratacaktır.
Dokuz ay bir ömür gibi gelebilir
Para biriktirmek, evi boyamak ya da bebek odasını hazırlamak açısından çok uzun bir süre gibi gözükmese de bu dokuz ay geçmek bilmeyebilir. Her ikiniz de finale ulaşma konusunda sabırsızlandığınızdan son bir ya da iki ay özellikle çok yavaş ilerleyebilir.
Artık arkadaşlarınız ve ailenizin bahsettiği tek konunun hamilelik olması da durumunuzu güçleştirebilir. Esprili bir yaklaşım benimsemeye ve bunu korumaya gayret edin.
Uyuması güçleşebilir
Hamile bir vücutla yatakta dönmek oldukça zor bir iştir ve kadınların çoğunun uyanmasına neden olur.
Siz de onunla birlikte uyanabilirsiniz ve gece yaşanan tüm bu hareketlilik her ikinizin de uykusuz ve yorgun olmanıza neden olabilir. Yine de tüm bunların gelmekte olan asıl uykusuz geceler için bir antrenman olduğu konusunda sizi uyarmalıyız.
Eşinize fazladan birkaç yastık tedarik ederek ve belki de başka bir yatağa taşınarak rahat etmesini sağlayın ve sadece ikinizin uykusundan sorumlu olduğunuz bu son günlerin aslında o kadar da zor zamanlar olmadığını fark edebileceğiniz günlerin gelmekte olduğunu unutmayın!
Tatlı rüyalar
Kadınların çoğu hamilelik sırasında daha sık rüya görmeye başlar. Bunun nedeni kesin olarak bilinmese de, hormon değişiklikleri ve uyku düzeninin bozulmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Bu rüyalar ise genellikle çok canlı ve doğurganlık ve doğumu temsil eden sembollerle doludur. Eşiniz sabahları rüyalarını size anlatırken sıkılma gafletine düşmeyin!
Tuvalet seyahatleri
Hamilelikte bebek eşinizin mesanesine baskı yapar ve bu da sürekli idrar çıkarma ihtiyacı duyarak tuvalete gitmesine neden olur.
Öte yandan hamilelik sırasında bol sıvı alınması da önemlidir, dolayısıyla sık sık tuvalete gitmekten başka yapabileceği bir şey yoktur.
Bu dönemde uzun süre tuvalete gitme olanağı bulamayacağı yerlerden ve uzun seyahatlerden kaçınmanız gerekebilir.
Unutkanlık ve konsantre olamama
Özellikle hamileliğin ilk üç ayında yorgunluk ve bulantılar birçok anne adayının bitkinlik ve zihinsel bir ağırlık hissetmesine neden olabilir.
Çok iyi dinlenen anne adayları dahi zaman zaman konsantre olmakta güçlük çeker ve unutkanlık dönemleri yaşarlar. Bunun bir nedeni zihnin aşırı ölçüde bebekle meşgul olması, diğer nedeni de hormonal değişimlerdir.
İş, faturalar, doktor randevuları da dahil olmak üzere her şey bebeğin ve yaklaşan doğumun yanında önemsiz gözükür.
Onun bu durumuna öfkelenmek yerine hatırlaması gereken tarih ve randevuları not ederek, evden çıkarken eşyalarını toplamasına yardım ederek, sizin yapabileceğiniz işleri devralarak yardımcı olmanız önemli aksaklıklar yaşamanızı önleyecektir.
Depresyona dikkat!
Hamileliğin heyecan verici ve mutlu bir süreç olması beklense de, bazı kadınlarda hamilelik depresyonu görülebilir.
Kadınların çoğu hamilelik sırasında daha sık rüya görmeye başlar. Bunun nedeni kesin olarak bilinmese de, hormon değişiklikleri ve uyku düzeninin bozulmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Bu rüyalar ise genellikle çok canlı ve doğurganlık ve doğumu temsil eden sembollerle doludur. Eşiniz sabahları rüyalarını size anlatırken sıkılma gafletine düşmeyin!
Tuvalet seyahatleri
Hamilelikte bebek eşinizin mesanesine baskı yapar ve bu da sürekli idrar çıkarma ihtiyacı duyarak tuvalete gitmesine neden olur.
Öte yandan hamilelik sırasında bol sıvı alınması da önemlidir, dolayısıyla sık sık tuvalete gitmekten başka yapabileceği bir şey yoktur.
Bu dönemde uzun süre tuvalete gitme olanağı bulamayacağı yerlerden ve uzun seyahatlerden kaçınmanız gerekebilir.
Unutkanlık ve konsantre olamama
Özellikle hamileliğin ilk üç ayında yorgunluk ve bulantılar birçok anne adayının bitkinlik ve zihinsel bir ağırlık hissetmesine neden olabilir.
Çok iyi dinlenen anne adayları dahi zaman zaman konsantre olmakta güçlük çeker ve unutkanlık dönemleri yaşarlar. Bunun bir nedeni zihnin aşırı ölçüde bebekle meşgul olması, diğer nedeni de hormonal değişimlerdir.
İş, faturalar, doktor randevuları da dahil olmak üzere her şey bebeğin ve yaklaşan doğumun yanında önemsiz gözükür.
Onun bu durumuna öfkelenmek yerine hatırlaması gereken tarih ve randevuları not ederek, evden çıkarken eşyalarını toplamasına yardım ederek, sizin yapabileceğiniz işleri devralarak yardımcı olmanız önemli aksaklıklar yaşamanızı önleyecektir.
Depresyona dikkat!
Hamileliğin heyecan verici ve mutlu bir süreç olması beklense de, bazı kadınlarda hamilelik depresyonu görülebilir.
Okuduklarından sonra doğum
ve hamilelik olayına bakışı değişmeye başlamıştı. Çağla her ne kadar kendisinin
hasta değil hamile olduğunu söylese de dünyanın en zor işine hazırlanan bir
fabrikaydı artık o. Bu fabrikanın her bir dişlisinin düzgün çalışması için
Tayfun kendisine çok iş düştüğünü anladı. Üstelik bunları yaparken asla
karısına açık vermeyecekti. Çünkü çok duyarlı olacağını ve bunların onu
üzeceğini biliyordu. Onu kesinlikle üzmeden kalan yedi ayı tamamlayacaklardı.
*****
Çağla ilk aşermeleri sütlü
tatlılara yaşamaya başladı. Neyse ki her mevsim bulunan, her pastanede olan
tatlılar biraz kilo aldırsa da sık istemediği için ikisi de rahattı.
İkinci ayın sonlarına doğru
sütlü tatlı yerini ayvaya bıraktı. Mevsim başı olduğu için güzel ayva yoktu.
Aldıklarından bir iki lokma yese de hiç birini beğenmemişti… Tayfun oldukça güçlük çektikten sonra ayva
reçeli ile bu devreyi de atlattılar. Çağla tatlı yiyerek aşıyordu aşerme
zamanlarını. Artık annelerin tek konusu torundu. Üstelik onlar da erkek torun
bekliyorlardı.
“Ye tatlıyı doğur atlıyı
diye boşa dememişler. Bak gör erkek olacak.”
Çağla en çok bunu duyuyordu
artık. Neyse ki doktoruna göre üçüncü ayın sonunda bu aşermeler geride
kalacaktı. 'Böyle giderse yüz elli kilo olacağım. Kaşık kaşık tatlı yenir mi?
Yenir şu reçelden biraz daha vardı sanırım mutfakta' diyerek masa başından
kalkıp mutfağa doğru yürüdü.
İş başı yapan Füsun onun bu
hallerini en iyi anlayan kişiydi. Mutfağa gittiğini görünce o da ardından
gitti.
“Ayvacı güzeli, bugün
nasılsın?”
“İyiyim canım. Az önce
annemle konuştum ve yine aynı lafı duydum.”
İkisi birden tekrarladı.
“Ye tatlıyı, doğur atlıyı”
“Zaten Tayfun da erkek
olacak deyip duruyor. Sanki ben kız istiyorum da!”
“Neden kız istemiyorsun?”
“Aslında isterim ama... Sana
anlatmadığım bir şey var.”
İki genç kadın bir süre
mutfakta konuşup Çağla'nın özel durumunu paylaştı. Füsun olayın en güzel tarafı
ile daha çok ilgilenmişti.
“Annenlere benzediysen kilo
sorunu yaşamazsın. Biraz sıkıntı yaşayacağın kesin ama düşünsene bir daha
'Acaba hamile miyim? Demeyeceksin, tatil planlarken regl dönemi ile
uğraşmayacaksın. İstediğin gün istediğin renk kıyafeti giyebileceksin. Niye
bunları düşünmüyorsun?”
“Haklısın vallahi. Bak
zaten Allah istedi ve bebeğim olacak. Artık bu işin güzel taraflarına bakmam
lazım.”
“Elbette, bak ne diyeceğim.
Benim hamile kıyafetlerim duruyor. Bir ikisini vereyim sana. Boşuna masraf
yapma. Bebek zaten epey masraf yaptıracak.”
“Çok teşekkür ederim. İyi
olur. Tayfun bana kızıyor, neden bu kadar tutumlu davranıyorsun, gücümüz var
diyor ama anlamıyor, kötü günler gelirse diye biraz tedbirli olmak lazım. Ben
de şükür hiç yokluk görmedim ama bizim evimizde de her zaman, Allah gördüğünden
geri bırakmasın, denir.”
“Beni mi çekiştiriyorsunuz
ikiniz?”
“A Tayfun Bey, benim ne
haddime, eşiniz çekiştiriyor!”
“Sağol vallahi anında
sattın beni.”
“Seni satarım tabii, bana
kızar ama sana kıyamaz.”
“Füsun doğru söylüyor, sana
hiç kıyamam ama ona da kızamam. Ne de olsa o da hala sayılır.”
“Neden hala sayılıyormuş?
Teyze sayılır.”
“Çok teyzesi var. Halası az
olacak. O yüzden Füsun erkek tarafı!”
“Siz kavganızı yapın ben
işime döneyim.”
Füsun mutfaktan çıkar
çıkmaz Tayfun kendisinden bekleneni yapıp hemen karısına sarıldı ve öptü.
“Konuştuklarınızı duydum
canım. Bak için rahat etsin. Ne senin ne de oğlumuzun para sıkıntısı çekmenize
izin vermem. Hem sen de çok iyi biliyorsun, işler daha da iyi oldu. Bir sürü
yeni iş aldık.”
“Biliyorum ama yine de
savruk olmak benim yapıma ters. Hem bir iki ay giyilecek kıyafetlere neden
dünya para verelim. Çok sevdiğim bir şey bulursam alırım ama Füsun'un
verdiklerini de seve seve giyerim. Hem sonra ben de bir başkasına verebilirim.”
“Sen böyle söyleyince
anımsadım. Biz ilk okulda abilerimizin kitaplarını alır, sonra bizden küçüklere
devrederdik. Ama artık her sene kitaplar değiştiği için bunu yapmaları mümkün
olmuyordur.”
“Şimdi devlet veriyor. Bu
da bana gereksiz ağaç kesmek olarak yansıyor. Annemler de senin yaptığın gibi
okumuş hep. O zamanlar daha az ağaç kitap yapmak için kesiliyormuş. Aman neyse
şimdi de geri dönüşüm imkanları daha çok. Bunları düşünüp oğlumu üzmeyeceğim.”
“Oğlun olacağını kabul
ettin yani sonunda! Nihayet!”
“Ya o kadar çok insan aynı
şeyi söyleyince ben de ikna oldum sanırım. Ama kızım olursa da şaşırmam.”
“Ben ve Çinliler şaşırır.”
“Bıktım şu Çinlilerden. Ben
doktoruma soracağım. Hadi iş başına. Çok işim var. Bitmezse akşama mesai yapmam
lazım.”
“Yaparız. Birlikte
yaptığımız ilk mesaiyi hatırlıyor musun?”
“Hani şu Enis'in uydurduğu
iş için çalışmamızı mı söylüyorsun?”
“Sen o mesaiyi öyle mi
anımsıyorsun? Oysa ben senin bana aşık olduğunu anladığım mesai olarak
hatırlıyorum.”
“A evet o da vardı değil
mi? Unutmuşum!”
“Unutmuş musun? Kadın ben
seni ne yaparım biliyor musun?”
“Ne yaparsın?”
“Öperek çıldırtırım. Tüm
unuttuklarını anımsarsın.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder